Herkese merhaba,bu hafta Adapazarı'na geldim.Yarın İstanbula dönüyorum tekrar sırf TK için.Ve yarın otobüste bakalım beni neler bekleyecek merak ediyorum.Bu hafta eve dönmemin sebebi bi akrabamızın düğününün olmasıydı.Biz erkek tarafıydık.Bilirsiniz çerkez milleti zerafet düşkünü ve gösterişi seven insanlardır.Biz de kına gecesi için salona gittik.Salon köyde olduğu için,akraba olsun olmasın,tanıdık tanımadık herkez ordaydı.Bilirsiniz arkadaşlar Türk milleti oyunu sever ve bazı insanlar yoldan geçerken bile uğrayıp yemek yiyip gider.:):)
Bizimkiler kafkas ve çerkez oyunu bekliyorlardı ama salondaki korgçu arkadaşlar hep çifte telli,halay,kemençeli oyunlar çaldılar.Ve aile dışından kim varsa oynadı.Çünkü biizm taraftakiere sıra kalmadı:)Sanki gençlerin vücutlarında kemik yoktu inanır mısınız ?.Bel bi tarafta bacaklar bi tarafta..Gülmekten koptuk.Uzun zamandır hiç bukadar gülmemiştim.Beğendiğimden değil yanlış anlamayın,çerkez milleti pek sevmez bu tür oyunları.Şimdi ben hem karadenizli hem çerkez tarafındanım..Sorarsanız her iki tarafı da çok güzel idare ediyorum ve seviyorum.:)
Neyse ,tam 2 saat boyunca aile dışiından ve sokaktaki delikanlılardan kim varsa hepsi oradaydılar ve deli gibi oynadılar.Sonra gelini ortaya aldılar ve kına merasimi başladı.Gelin ''Ben ağlamıycam'' diyor zorla ağlatmak istiyorlar.Bi zman ağlatmaya çok çalıştılar ve sonunda kızcağız ayıp olmasın diye zoraki 2-3 damla yaş döktü..Tekrar tanımadığımız fakat bütün gece ev sahipliği yapan genç tipler oyuna devam ettiler..ama ne devam..:)Ben de kınayı sevdğim için hatıra olsun dye sol elime yaktım.Bugün de düğün vardı.Yine kurtulamadık o çoçuklardan ya.Bi de baba tarafımdaki tek genç bayan bendim.Allahım ya bakıp bakıp kırolar oynuyolar.Herkez dalga geçti benimle..Bide 15-17 yaşlarındalar ya komikk :):)
Bir hafta sonum daha böyle geçti,umarım o tiplerle bir daha karşılaşmam..Aslında komikti ama sinir bozucu yanları da olmadı değil..
28 Aralık 2008 Pazar
22 Aralık 2008 Pazartesi
SON HAFTA
Slm herkese..2-3 günden beri bazı sorunlardan dolayı yazamıyorum kusura bakmayın Erkan hocam.son günler cmn ödevinin hazırlıklarıyla geçiyo.bu kadar azim ettikten bazı şeyler için çaba harcadıktan sonra bu dersi verebileceğimizi düşünüyorum.Gerçi hocamız,okadar hw.yapmamıza rağmen 30 40 puan veriyo ama sonuçta bir çaba var bu göz ardı edilemez.Site kurma ödevi kaldı bir tek.Bugun de duydum ki ortak pub sınavı varmış..Derse geliyoruz,dinliyoruz ama en azından bize daha önceden böyle bir sınav olabilme ihtimalini söyleselerdi,biraz daha dikkatli olabilirdik.Kendimi lise de habersiz sınav yaparlar ya onun gibi hissettim.Neyse,yarın da ders var,13-15 arası ama bir sorun daha var ki,cmn dersimiz var o saatlerde..peki biz ne yapacağız??
şu haftayı da bi atlatalım,başka bir şey istemiyorum
şu haftayı da bi atlatalım,başka bir şey istemiyorum
18 Aralık 2008 Perşembe
KISA GÜNLÜK
Bu hafta kendimi çok garip hissettim.okul var ama aslında yok!!:)
İngilizce dersimiz boş geçti,Kanada'dan gelmedi henüz scott.Sevgili Erkan hocamızda Amerika'da olduğu için perşembe günü yoktu dersimiz.Ee alıştık ya bari yarın da gitmeyelimm zaten scott gelmez:)
Bugün çok moralim bozuldu.Çolpan İlhan'la röportajım vardı.Kendisi hastalanmış ve randevumuz ertelendi bugüne.Bugün aradım,tekrar hastalanmış,çok üzüldüm.Umarım çok ciddi bir şeyi yoktur.Çünkü gerçekten kendisi çok değerli sanatçılarımzdan biri ve ben tanıştıktan sonra bir daha hayran kaldım kendisine..Çok güzel ve samimi buldum ilk görüştüğümde.Kendisi hasta olduğu için pazartesiye erteledik randevuyu.Sonra santrale gittim Orhan Pamuk gelmiş,tk dersimiz konferans salonunda işlenecekmiş.Tabi koştura koştura gittim ve içeri bile giremedim.Çok kalabalıktı ve sadece imza atıp çıktım.İçerik olarak hiç bir fikrim yok.Haftaya desimizde bu konu hakkında konuşulacakmiş.Umarım konferansa giren arkadaşlarımız bizlere yardımcı olurlar ve biraz bilgi transferi yaşarız.
İngilizce dersimiz boş geçti,Kanada'dan gelmedi henüz scott.Sevgili Erkan hocamızda Amerika'da olduğu için perşembe günü yoktu dersimiz.Ee alıştık ya bari yarın da gitmeyelimm zaten scott gelmez:)
Bugün çok moralim bozuldu.Çolpan İlhan'la röportajım vardı.Kendisi hastalanmış ve randevumuz ertelendi bugüne.Bugün aradım,tekrar hastalanmış,çok üzüldüm.Umarım çok ciddi bir şeyi yoktur.Çünkü gerçekten kendisi çok değerli sanatçılarımzdan biri ve ben tanıştıktan sonra bir daha hayran kaldım kendisine..Çok güzel ve samimi buldum ilk görüştüğümde.Kendisi hasta olduğu için pazartesiye erteledik randevuyu.Sonra santrale gittim Orhan Pamuk gelmiş,tk dersimiz konferans salonunda işlenecekmiş.Tabi koştura koştura gittim ve içeri bile giremedim.Çok kalabalıktı ve sadece imza atıp çıktım.İçerik olarak hiç bir fikrim yok.Haftaya desimizde bu konu hakkında konuşulacakmiş.Umarım konferansa giren arkadaşlarımız bizlere yardımcı olurlar ve biraz bilgi transferi yaşarız.
14 Aralık 2008 Pazar
sakarya-istanbul seferi
Bayram tatili nihayet bitti ve ben İstanbula döndüm bu akşam.Olağan üstü bir trafik vardı ve sinirlerim artık iyice gerildi..Benim herzaman otobüs maceralarım olmuştur.Bugün de çok komik ve sinir bir olay yaşadım.Otobüste gelirken kolidor tarafında oturuyordum maalesef.Yanımdaki kadın parfüm banyosu yapmış gibi kokuyodu,ve iğrençti.Neyse bi zaman sonra güneş ışığı rahatsız etmeye başladı.Ben o kadınla muattab olmamak için öndeki adama rica ettim perdeyi kapaması için. Adamcağız kapadı ama işe yaramadı.Eğer yanımdaki kadın kaparsa güneş ışığı kesilecek.Sapancaya kadar bekledim.Dayanamadım,önce bakındım boş koltuk var mı diye,yokk!!Şans işte hep beni bulur.Mecburen kadına rica ettim kapaması için.bana''manzara izliyorum''demez mi?Ben de Sapanca Gölü sağ tarafta dedim.İnanın kozyatağına kadar sabrettim.Bir yandan da birisi arasın beni diye bekliyorum.Çünkü telefon konuşmasında bu olayın dedikodusunu yapmak için.O sırada annem aradı.Ben de direk anneme''anne,sinirlerim çok bozuk,yanımda bi kadın var.Perdeyi örtmedi çalı çırpı izlemek için.Sol tarafıma felç indi ya'' dedim.Annemin sesini duymanız gerekirdi.Sus kızım kavga çıkacak sus Allah aşkına yavrum.Gelmişsin işte.. falan diye.Neyse tabi o arada otobüsteki yolcular bana toplu bir bakış attılar.Hele kadını görmeliydiniz.4 saatlik siniirmi o anda attım ve rahatladım.Yani bugün baya bi deşarj oldum annemle konuşunca.Demek ki karşındakine bir şey diyemeyince taktik değiştirmek işe yarayabiliyomuş.
13 Aralık 2008 Cumartesi
kısacık bir özet
Nihayet bitmek bilmeyen tatilin sonuna geldik.Hayatımda hiç bu kadar iğrenç bir tatil geçirmedim.Bu yüzden bir an önce okulların açılmasını ve tempoya alışmak istiyorum.Aslında bu benim en son isteyeceğim bir durum ama bilmiyorum neden böyle oldu?? Yarın İstanbul'a dönüş var ve ben hazırlıklara başladım.İlk hafta gerçekten yoğun geçicek.Çolpan İlhan'la röportajım var.Tk sunumlarımız var.Ve cmn eklenecek üstüne..Acaba fazla mı tempo istedim?:)Sürekli yazamıyorum net sorunu olduğu için.O yüzden İstanbul'a dönünce daha fazla yazacağıma inanıyorum.
Okulda görüşmek üzere arkadaşlar..
Okulda görüşmek üzere arkadaşlar..
9 Aralık 2008 Salı
KLASİK BAYRAMLAR...
Öncelikle tüm müslüman aleminin kurban bayramını kutlarım.Uzun zamandan beri bayram nedeniyle yazamadım.Her bayram olduğu gibi bu bayram da yorgun ve biraz sinir bozucu geçti.Nasıl sinirlenmeyeyim ki..Misafirler gelir eller öpülür ve kolonyağı çikolata tutulur.Kendimi bildim bileli sanki hiç başka torun yokmuş gibi bu görev hep benimdir.Ve ben her çikolata tuttuğumda ''sen nekadar büyüdün,güzelleşmişsin,sen kaç yaşındasın,okul nasıl kaç dersten kaldın ve en önemli soru sen kilo mu aldın??''şu son soruyu bana sormayın da ne sorarsanız sorun.Beni deli ediyo arkadaşlar.Bu yüzden ben bayramları pek sevmiyorum.Bir diğer neden ise;şu bayram haçlıkları!!
Eskiden bayram günü sıraya dizilirdik bir para toplardık kii sormayın.O cüzdan bi dolardı.Şimdi ise el öp geç! Ben burdan büyüklerimize soruyorum.Bize küçükken onca para veriyordunuz ve biz nasıl harcancağını bilemiyoduk.Bu yüzden ya abimiz alıyodu elimizden ya da ablamız.o paraları aklımızın erdiği bi zamanda hele de üniversite döneminde sıraya çekip versenize ya?Bu nasıl bi bakış.Biz zaten para harcamıyoruz küçükken.Şimdi tam harcancak zaman da büyükler yok ortada.Yani sizleri sağduyuya davet ediyorum:)
Eskiden bayram günü sıraya dizilirdik bir para toplardık kii sormayın.O cüzdan bi dolardı.Şimdi ise el öp geç! Ben burdan büyüklerimize soruyorum.Bize küçükken onca para veriyordunuz ve biz nasıl harcancağını bilemiyoduk.Bu yüzden ya abimiz alıyodu elimizden ya da ablamız.o paraları aklımızın erdiği bi zamanda hele de üniversite döneminde sıraya çekip versenize ya?Bu nasıl bi bakış.Biz zaten para harcamıyoruz küçükken.Şimdi tam harcancak zaman da büyükler yok ortada.Yani sizleri sağduyuya davet ediyorum:)
- Ama düşünüyorum da büyüklerimiz olmadan da bu bayramların hiç bir kıymeti kalmaz.Yine bayramlar olsun,ama kimse bana kilo almışsın demesinn:)Tekrar iyi bayramlar diliyorum.
4 Aralık 2008 Perşembe
HAFTALIK YORUM
Bugün pub 149 dersi vardı.Yoğunluk biraz azdı ve bi hayli sıkıcı geçti benim açımdan.Erkan hocanın yokluğu şimdiden belli etti kendini.Konumuz küresel krizdi.Ahmet hoca belli olduğu üzere çok deneyimli ve işinin ehli bi hocamız.Ama biraz sert mizaçlı sanıırm.Hatta bize bi ödev verdi.Gazeteden 2 haber bulucaz ve biz bunu yorumlayacaz.Şansımdanmıdır nedir benim gazete haberimi seçmedi:):).Eğer seçilseydi heyecandan iki kelimeyi bir araya getiremezdim.Zaten pek de bilgim olduğu söylenemez bu konu hakkında bu yüzden baya strese girdim ders bitene kadar.
Ders bıraz sıkıcı geçmiş olsa da gerçekten insan kapıyo bişiyler.Yeter ki derse girip verilen görevleri yerine getirelim.
Mesela ben blog yazma görevini seve seve yerine getirmeye çalışıyorum.:):)ilk zamanlar zorlandım ne yazsam diye ama şimdi yazıyorum işte öyle böylee..
Bır de cmn var yazmıyorum demek hayatımda olmadığı anlamına gelmiyo.İnanın artık hayatımın bir parçası haline geldi.Şaşırmıyorum artık verilen ödevlere.Yine site açma yine buna benzer şeyler..Biz napıcaz ya bi bilen varsa söylesin.(ama lütfen olumlu şeyler yazın.)
Ders bıraz sıkıcı geçmiş olsa da gerçekten insan kapıyo bişiyler.Yeter ki derse girip verilen görevleri yerine getirelim.
Mesela ben blog yazma görevini seve seve yerine getirmeye çalışıyorum.:):)ilk zamanlar zorlandım ne yazsam diye ama şimdi yazıyorum işte öyle böylee..
Bır de cmn var yazmıyorum demek hayatımda olmadığı anlamına gelmiyo.İnanın artık hayatımın bir parçası haline geldi.Şaşırmıyorum artık verilen ödevlere.Yine site açma yine buna benzer şeyler..Biz napıcaz ya bi bilen varsa söylesin.(ama lütfen olumlu şeyler yazın.)
1 Aralık 2008 Pazartesi
BİR ORHAN VELİ..
GÜN OLUR
Gün olur, alır başımı giderim,
Denizden yeni çıkmış ağların kokusunda.
Şu ada senin, bu ada benim, Yelkovan kuşlarının peşi sıra.
Dünyalar vardır, düşünemezsiniz;
Çiçekler gürültüyle açar;
Gürültüyle çıkar duman topraktan.
Hele martılar, hele martılar,
Her bir tüylerinde ayrı telaş!...
Gün olur, başıma kadar mavi;
Gün olur başıma kadar güneş;
Gün olur, deli gibi...
ORHAN VELİ KANIK
Şiir okumaya orhan veli ile başladım.Ne bileyim ya şu şiirdeki güzellik çok farklı.Bence, insan farkında olmadığı duyguları şiirlerle ortaya çıkarabilir..şiirle iç dünyasına ulaşabilir..
Gün olur, alır başımı giderim,
Denizden yeni çıkmış ağların kokusunda.
Şu ada senin, bu ada benim, Yelkovan kuşlarının peşi sıra.
Dünyalar vardır, düşünemezsiniz;
Çiçekler gürültüyle açar;
Gürültüyle çıkar duman topraktan.
Hele martılar, hele martılar,
Her bir tüylerinde ayrı telaş!...
Gün olur, başıma kadar mavi;
Gün olur başıma kadar güneş;
Gün olur, deli gibi...
ORHAN VELİ KANIK
Şiir okumaya orhan veli ile başladım.Ne bileyim ya şu şiirdeki güzellik çok farklı.Bence, insan farkında olmadığı duyguları şiirlerle ortaya çıkarabilir..şiirle iç dünyasına ulaşabilir..
29 Kasım 2008 Cumartesi
FİLM İLE İLGİLİ EN ÖNEMLİ SİTEYİ VERMEYİ UNUTTUM ARKADAŞLAR:)ŞİMDİ YAZIYORUM.DAHA KAPSAMLI BİR SİTE:)İZLEYECEK OLANLAR VAR İSE,İYİ SEYİRLER..
http://www.thebankjobmovie.com/
http://www.thebankjobmovie.com/
ENTRİKA DÜNYASI:THE BANK JOB
2gün önce The Bank Job ( Banka İşi ) adlı bir film izledim arkadaşlar. Okadar film izledim ama bu film inanın nefes kesici,gerilim dolu..Eğer siz de biraz atraksiyon arıyorsanız bu filmi izlemenizi öneririm. Film hakkında kısa bir özet buldum.dilerseniz okuyun.
Filmin Konusu
Film, 35 seneden daha fazla bir süre önce Londra’da meydana gelen olağandışı gerçek bir olaydan, cesur ve çözülememiş bir soygundan esinlenilmiştir. Bu heyecan dolu gerilim filmi, entrika, skandal ve tehlikenin içiçe geçtiği bir bileşim olup, yapımcıları tarafından “cinayet, seks ve yolsuzluğun inanılmaz söylenmemiş hikayesi” diye tanımlanmaktadır. Eylül 1971’de, hırsızlar Londra’daki Baker Street’te bulunan bir bankanın kasasına tünel kazarak girdiler ve milyonlarca Sterlin değerinde nakit para ve mücevherin bulunduğu kasaları yağmaladılar. Çalınanların hiçbiri bulunamadı. Kimse tutuklanmadı. Soygun sadece birkaç gün manşetlerde kaldı ve sonra Birleşik Krallık hükümetinin basına "D Uyarısı" yaparak susturmasıyla ortadan kalktı.Bu film, o kutularda neyin saklı olduğunu ortaya çıkarıyor. Hikaye, kraliyet ailesiyle bağlantıları olan cinayet, yolsuzluk ve seks skandalını kapsıyor. Bu, olaya karışan en masum kişilerin hırsızlar olduğu bir hikaye...http://www.filmkultur.net
Filmin Konusu
Film, 35 seneden daha fazla bir süre önce Londra’da meydana gelen olağandışı gerçek bir olaydan, cesur ve çözülememiş bir soygundan esinlenilmiştir. Bu heyecan dolu gerilim filmi, entrika, skandal ve tehlikenin içiçe geçtiği bir bileşim olup, yapımcıları tarafından “cinayet, seks ve yolsuzluğun inanılmaz söylenmemiş hikayesi” diye tanımlanmaktadır. Eylül 1971’de, hırsızlar Londra’daki Baker Street’te bulunan bir bankanın kasasına tünel kazarak girdiler ve milyonlarca Sterlin değerinde nakit para ve mücevherin bulunduğu kasaları yağmaladılar. Çalınanların hiçbiri bulunamadı. Kimse tutuklanmadı. Soygun sadece birkaç gün manşetlerde kaldı ve sonra Birleşik Krallık hükümetinin basına "D Uyarısı" yaparak susturmasıyla ortadan kalktı.Bu film, o kutularda neyin saklı olduğunu ortaya çıkarıyor. Hikaye, kraliyet ailesiyle bağlantıları olan cinayet, yolsuzluk ve seks skandalını kapsıyor. Bu, olaya karışan en masum kişilerin hırsızlar olduğu bir hikaye...http://www.filmkultur.net
26 Kasım 2008 Çarşamba
PUB TOPLANTISI
MERHABA ARKADAŞLAR,
Öncelikle tam 15 dakikadir yazıyorum ve bir anda elektrikler kesildi ve yazdıkarım silindi.Çok sinirliyim,onca yazdığım şey boşa gitti.Neyse PUB için yazıcam tekrar.
25 Kasım Salı akşamı Santral İstanbulda Pub partisi adı altında küçük bir toplantı yapıldı.Pek kalabalık olmamasına rağmen baya eğlendik.Ben önceleri ortamın loş olmasından dolayı biraz şekerleme yaptım:)Sonra Erkan hocamız ev sahibi olarak özenle masaları dolaştı.Ve ne zaman benimle konuşsa ÜZÜLME DUYGU ÜZÜLME dedi,çok komikti ve anlam veremedik.Keyfi fazlasıyla yerindeydi.Neden mi?Bizler varız ya ondan..heuheu:)
Pub toplantısı ilk aşamada amacına ulaşamamış olsa da kötü değildi.Çünkü yeni yüzlerle tanıştık ve eksiklerimizi anladık.Bizden büyük oldukları için dersler hakkında bazı şeyler öğrendik.Bilhassa cmn hakkında baya patladık:(
Neyse,sonra mangal tarzı bişler getirdiler.Ben rejimde olduğum için kendimi bildim bileli:),yemedim ama Erkan hoca ve Memetcan diye bir arkadaş tokuz diye diye baya götürdüler.Yanlış anlamayın lokmalarını saymadım.heuheuh:):)Yani Memetcanın zayıfladım lafına karşılık, ''bu zayıflamış halin mi'' diye sormam bile etkilemedi:).Şaka yapıyorum çok dehşet zayıflamış:)Şimdi ben arkadaşa takılıyorum ama siz benim Santralden çıktıktan sonra ne yaptığımı biliyor musunuz arkadaşlar??
Taksımde Burger Kıng'e gittik kızlarla..(erkan hocam duymasın).Yani kısacası,ben PUB toplantıları devam ettikçe katılmak istiyorum.Eğer devam etmesse, dün akşam tanıştığım arkadaşları (kusura bakmasınlar,) yolda görsem tanıyamayabilirim.Böyle bir rezilliği yaşamamak için başladığımız işi alnımızn akıyla sürdürelim ve bomba gibi pub kulübü kuralım arkadaşlar..
Öncelikle tam 15 dakikadir yazıyorum ve bir anda elektrikler kesildi ve yazdıkarım silindi.Çok sinirliyim,onca yazdığım şey boşa gitti.Neyse PUB için yazıcam tekrar.
25 Kasım Salı akşamı Santral İstanbulda Pub partisi adı altında küçük bir toplantı yapıldı.Pek kalabalık olmamasına rağmen baya eğlendik.Ben önceleri ortamın loş olmasından dolayı biraz şekerleme yaptım:)Sonra Erkan hocamız ev sahibi olarak özenle masaları dolaştı.Ve ne zaman benimle konuşsa ÜZÜLME DUYGU ÜZÜLME dedi,çok komikti ve anlam veremedik.Keyfi fazlasıyla yerindeydi.Neden mi?Bizler varız ya ondan..heuheu:)
Pub toplantısı ilk aşamada amacına ulaşamamış olsa da kötü değildi.Çünkü yeni yüzlerle tanıştık ve eksiklerimizi anladık.Bizden büyük oldukları için dersler hakkında bazı şeyler öğrendik.Bilhassa cmn hakkında baya patladık:(
Neyse,sonra mangal tarzı bişler getirdiler.Ben rejimde olduğum için kendimi bildim bileli:),yemedim ama Erkan hoca ve Memetcan diye bir arkadaş tokuz diye diye baya götürdüler.Yanlış anlamayın lokmalarını saymadım.heuheuh:):)Yani Memetcanın zayıfladım lafına karşılık, ''bu zayıflamış halin mi'' diye sormam bile etkilemedi:).Şaka yapıyorum çok dehşet zayıflamış:)Şimdi ben arkadaşa takılıyorum ama siz benim Santralden çıktıktan sonra ne yaptığımı biliyor musunuz arkadaşlar??
Taksımde Burger Kıng'e gittik kızlarla..(erkan hocam duymasın).Yani kısacası,ben PUB toplantıları devam ettikçe katılmak istiyorum.Eğer devam etmesse, dün akşam tanıştığım arkadaşları (kusura bakmasınlar,) yolda görsem tanıyamayabilirim.Böyle bir rezilliği yaşamamak için başladığımız işi alnımızn akıyla sürdürelim ve bomba gibi pub kulübü kuralım arkadaşlar..
24 Kasım 2008 Pazartesi
24 KASIM
öncelikle tüm öğretmenlerimizin ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜ kutlarım.Benim için 24 Kasım çok önemli bir tarih benim için.Çünkü benim babam da bir eğitimci ve tam 32 sene öğretmenlik yaptı.Bu sabah ilk yaptığım şey babamı arayıp bu anlamlı günü kutlamak oldu.Tam olarak 3 yıl öğretmenler gününü birlikte kutladık çünkü ortaokul dönemimde babam benim öğretmenimdi.Herhalde evde baba,okulda öğretmen olmayı başarabilen nadir insanlardan biriydi babacım.Her zaman duygularımızı açıklayamıyo olabiliyoruz.Ben de babama olan sevgimi burdan söylemek istiyorum.İYKİ VARSIN BABACIM...SENİ ÇOK SEVİYORUM CANIM BABAM..öğretmenler günün kutlu olsun BABAM!!
21 Kasım 2008 Cuma
ACABA CMN OLMASA ÜNİVERSİTE HAYATI NASIL OLURDU??
Merhaba arkadaşlar, bu hafta da cmn ödevi verildi.Görüyoruz ki, sınıfta yarım saatlik yaptığımız tartışma hiçbir işe yaramamiş.İlk önerimiz ödevlerimizin perşembe ya da cuma günü verilmesiyle ilgiiliydi.Ya 2 HAFTADA bir verilmesi, ya da dersin olduğu gün verilip bu ödev süresinin TAM BİR HAFTA ya uzatılması istendi.Bir sonraki önerimiz, dersin sıfır TÜRKÇE işlenmesiyle ilgiliydi.Eğer ders,anlamadığımız noktada TÜRKÇE olarak anlatılırsa derse daha çok katılım olacağından bahsettik.Ve bunun gibi bir kaç konu üzerinde durduk.Ama görüyoruz ki,yine ödevler cuma verildi, yine önümüzde 2 GÜN var ve yine biz HAFTA SONUMUZU REZİLLL bir şekilde geçiriyoruz.Şu an ödevle ilgili kafayı bozmuş durumdayım.Merak ediyorum ödevler neden TÜRKÇE AÇIKLANMIYOR?? Ben inanıyorum ki eğer ödevlerin süresi uzatılırsa, bizler daha çok yarar (pardon bugüne kadar yarar görmedikte..) görmeyi umuyoruz.Tepki gösterdiğimiz zaman bize verilen cevap ingilizcemizin daha iyi olmasıymış.Tamam,ingilizcemizi düşünmeleri çok güzel.Biz zaten eğitim almak için buradayız, dersten kalmak için değil!!Eğer yarar görmemizi istiyorlarsa o ders yerine çok daha mantıklı bir ders konabilirdi .Umarım bizleri dikkate alırlar ve 1.SINIF OLDUĞUMUZU HATIRLARLAR...
20 Kasım 2008 Perşembe
'Bir Süleyman ölür, bin Süleyman gelir'
20 Kasım 2008
Ağrı'da Jandarma Binbaşı Süleyman Can’ın şehit olduğu haberinin hemen ardından ailesinin oturduğu Ankara’nın Yenimahalle İlçesi Anıl Sokağı'nda tüm apartmanlar bayraklarla donatıldı. Dimdik ayakta duran şehidin oğlu Onur, 'Tek söyleyeceğim şudur ki bir Süleyman ölür, bin Süleyman gelir' diye haykırdı. devamı için...http://www.hurriyet.com.tr/gundem/10405658.asp?gid=233
Ağrı'da Jandarma Binbaşı Süleyman Can’ın şehit olduğu haberinin hemen ardından ailesinin oturduğu Ankara’nın Yenimahalle İlçesi Anıl Sokağı'nda tüm apartmanlar bayraklarla donatıldı. Dimdik ayakta duran şehidin oğlu Onur, 'Tek söyleyeceğim şudur ki bir Süleyman ölür, bin Süleyman gelir' diye haykırdı. devamı için...http://www.hurriyet.com.tr/gundem/10405658.asp?gid=233
19 Kasım 2008 Çarşamba
Lancel Kırmızısı ile Farkedilin
19 Kasım 2008
Günlük moda akımlarını uygularken her daim çizgisine bağlı, duruşuna sadık ve bir o kadar da çağdaş tasarımlardan oluşan koleksiyonlara yer veren LANCEL, 2009’da da Paris’in ışıltılı ve baştan çıkarıcı havasını Fransız kadının cazibesi ile birleştirip LANCEL kadını ile buluşturuyor.Yeni yılda krokodil, piton, devekuşu ve yılanbalığı derisi LANCEL koleksiyonlarında yer buluyor. Markanın en önemli sembolü olan püsküller 2009’un en çarpıcı detayı olarak göze çarpıyor. LANCEL çarpıcı kırmızısı, siyah ve siyah-mavi tonları, moka, bej, petrol mavisi gibi renkleriyle ana koleksiyonda oluşturduğu çizgisini mor, yeşil, beyaz gibi iddialı renkler ve metal detayların ahengiyle birleştiriyor.
Yeni yılda LANCEL ayrıcalığını hissetmek ve bu ayrıcalığı sevdiklerinizle paylaşmak isterseniz LANCEL’ in Abdi İpekçi’ deki mağazasını ziyaret edin. Yeni yılda sizinde farkınız fark edilmek olsun… [fotoğrafları görmek için linki tıklayın arkadaşlar..http://www.modamoda.net/ ]
Günlük moda akımlarını uygularken her daim çizgisine bağlı, duruşuna sadık ve bir o kadar da çağdaş tasarımlardan oluşan koleksiyonlara yer veren LANCEL, 2009’da da Paris’in ışıltılı ve baştan çıkarıcı havasını Fransız kadının cazibesi ile birleştirip LANCEL kadını ile buluşturuyor.Yeni yılda krokodil, piton, devekuşu ve yılanbalığı derisi LANCEL koleksiyonlarında yer buluyor. Markanın en önemli sembolü olan püsküller 2009’un en çarpıcı detayı olarak göze çarpıyor. LANCEL çarpıcı kırmızısı, siyah ve siyah-mavi tonları, moka, bej, petrol mavisi gibi renkleriyle ana koleksiyonda oluşturduğu çizgisini mor, yeşil, beyaz gibi iddialı renkler ve metal detayların ahengiyle birleştiriyor.
Yeni yılda LANCEL ayrıcalığını hissetmek ve bu ayrıcalığı sevdiklerinizle paylaşmak isterseniz LANCEL’ in Abdi İpekçi’ deki mağazasını ziyaret edin. Yeni yılda sizinde farkınız fark edilmek olsun… [fotoğrafları görmek için linki tıklayın arkadaşlar..http://www.modamoda.net/ ]
11 Kasım 2008 Salı
8 Kasım 2008 Cumartesi
merhaba arkadaşlar
herkese selam..
facebooktan kaçarken blog a tutuldum:):) nasıl başlıyacağımı bilemiyorum..bu hafta sonu ceydayla birlikte,Genel Kültür patlaması y
aşadık:)çünkü TK ödevleri bi hayli zorladı bizi.hatta gece 3 e kadar Parfume diye bir film izledik. ve inanın o andan itibaren parfüm kullanmamaya karar verdim.sadis içerikli bir filmdi.film,kokulara duyarlı bir genci anlatıyor ama nasıl......
genç,kadınları öldürüp parfümünü yapıyor ve çıplak bir şekilde aldğı yere geri götürüyor ve sonra büyük bır toplumsal vahşet yaşanıyor faln filan.
açıkçası ilginç ötesi bir filmdi onun dışında baş belası C M N vardı herzmanki gibi.
takdiri ilahii.. allah cmn ile sonumuz hayır etsin...

facebooktan kaçarken blog a tutuldum:):) nasıl başlıyacağımı bilemiyorum..bu hafta sonu ceydayla birlikte,Genel Kültür patlaması y

genç,kadınları öldürüp parfümünü yapıyor ve çıplak bir şekilde aldğı yere geri götürüyor ve sonra büyük bır toplumsal vahşet yaşanıyor faln filan.
açıkçası ilginç ötesi bir filmdi onun dışında baş belası C M N vardı herzmanki gibi.
takdiri ilahii.. allah cmn ile sonumuz hayır etsin...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)